5 Temmuz 2010 Pazartesi

Dore: Sürme hayalini asla kurmayacağım renk(di)

Bu yaz lacivertle başladı tutkum, ilk defa beğendim onları. Sonra yeşil istedim, bu çoğu kişiye tuhaf geldi-aynı turuncu renk saçlara tuhaf bakanlar gibi. Popomu kaldırıp evden çıkmadığım şu günlerde anneme söyledim benim için yeşilinden ve morundan almasını, alacaktı. Let go'nun nerede çaldığını öğrenmek için bütün bir filmi taramak zorunda kaldım. Sonunda çalıyormuş meğersem. Bu kadar dikkatliyim. Filmi de aramaya başlamadan 5 dk önce izlemişimdir. O zamandan beri dinliyorum ben bu şarkıyı. Üstelik ağladım ben bu şarkıda. Filmin etkisi olmadan hem de. Zaten son günlerde filmler beni ağlatamıyor. Ağlatan film arayışına girmeyi düşünüyorum. Ama yarın olmaz. Çünkü yarın tam iki haftadır çıkmadığım evimden dışarı çıkıcam-umarım. Yani vaktim olmayacak-umarım.
Beynim uyuştuğu için asıl konuyu atlamışım. Annem yeşilini bulamamış, mağazadaki kadın yeşil diye bildiğin dore vermiş. Ama benzemiyor değil yeşile. Neyse bir de mor almış ama benim istediğim mor patlıcam moruydu. Ayrıca ikisi de simli. Şimdi ben oraya gitmiş olsam asla almazdım o iki rengi de. Ama annem iyi ki almış. Çünkü bu satırları tırnaklarımda dore ojeler varken yazıyorum. Hiç fena durmadı, ışığa tutunca falan parlıyor. Bakalım yarın dışarı çıkıcam-umarım- dışarıda nasıl gözüküyormuş öğrenirim. Çok heyecanlıyım. Değilim aslında geç oldu saat. 02.02. O zaman iyi geceler.

Yarın sosyal olarak dönücem karşınıza. Belki de dönmem dışarısı daha hoş gelirse...

23 Haziran 2010 Çarşamba

The Time Traveler's Imaginary Darling

Birbirimizi tekrar göreceğiz.
O zamana kadar dolu dolu yaşa.
Çok güzel olan bu dünyada var olduğunu hisset.
Hava karardı ve ben çok yorgunum.
Seni seviyorum, daima.
Zamanın hiçbir önemi yok...

20 Haziran 2010 Pazar

Audrey

...hep bu kadar güzel bir kadın mıydı?

9 Haziran 2010 Çarşamba

Gece

Gece uyumaya yakın bir konu gelmişti aklıma sonra bir konu daha ama unuttum şimdi. Güzellerdi de, mutlu olmuştum. Ayrıca hiç mi takip etmiyorsunuz beni siz ?!

8 Haziran 2010 Salı

Resimler beni mutsuz ediyormuş; ama dolaylı olarak.

Çöpçü bir insan olduğumu bilgisayar başındayken kabullendim; aynı anda beni mutlu eden şeylerin beni mutsuz ettiğini de.

Biraz önce resim ararken farkına vardım
ki belki işime yarar diye biraz beğendiğim resimleri bile sekme halinde açıyormuşum, tek pencerede bir sürü sekme olunca bilgisayar takılıyor tabi. Ben de aslında pek beğenmediğim resimlerin sekmelerini teker teker kapatmaya başlıyorum en sonunda iki, en fazla üç resim kalana kadar...

... sonra da hiçbir şey beğenemiyorum ben deyip, mutsuz oluyorum onları da kapatıyorum. Oysa pek öyle değil aslında yani. Ayrıca yeni geldim ben. naber?